22 Eylül 2011 Perşembe

Taze Polemik: Suçlu Kim?


Bursa maçından sonra tartışılacak şeylerden biri de şu ortak gözlem olacaktır: Quaresma'nın (ve hatta portekizlilerin) sahadan ayrılışının ardından takımın sorumluluk paylaşımında daha verimli hale gelmesi. O son on dakikalık bölümde daha bir iştahlı oldu bizim çocuklar.

Tespitin doğru olduğunu kabul ettikten sonra; bu vahim durumun suçlusunu/sorumlusunu belirlemek, görmek gerek.

Quaresma'nın çıkışının ardından takım neden coştu? Açıkcası bu tespitin yeri, bu maç değil derim. Son on dakikanın patlamasıydı belki sadece. Şimdi birileri "Portekizliler sahada olsa, o duran topu İsmail kullanır mıydı?" diyecek, diyor; haklılar kullanmazdı. Ama bunu eleştiri nesnesi olarak kullanmak yersiz. Kandırmasın kimse kendini. Simao, Fernandes, Quaresma varken İsmail'e vermezsiniz duran topları. Sen de vermezsin, ben de. Hele iç sahada... Sen versen bile İsmail kendi gidip kullanmaz. O insiyatifi almaz; alamaz. Sebebi de sen-ben işte. (tribün eleştirilerini "siz"li yapmak sıkıcı artık. sen suçluysan, seni susturmayan ben de suçluyum.)

Bence daha erken. Daha taptaze, çıtır çıtır polemikten kurtulmanın yolu ve en kestirme çözüm Carvalhal'de. Sağlam bir rotasyon anlayışıyla hem bu sorumluluk almada etkinlik artacak, hem oyuncular dinlenecek. Portekizliler'i dinlendirse mesela. Simao ve Quaresma'yı sırayla dinlendirmek iyi olacaktır. Ernst'in dönüşüyle Manuel bir maç yatar.

Üç günde bir maç var. Akyüz'ler, Tanju'lar, Holosko'lar, Hilbert'ler yedek değil; rotasyon elemanı olsa daha bir şık olur. Hem de baştan beri bahsettiğimiz konunun sorumlusunu görmüş oluruz. Görmenin en iyi yolu da bu zaten. Yoksa elimizde güzel bir "comeback", havada boş bir polemik kalır; gerisi fasa fiso olur. Sahadaki insiyatif dağılımında görünen verimsizlik, takım oyununda atıl kalanlar, öne çıkamayanlar... Bunlar Quaresma ve cemaati yüzünden mi; yoksa Quaresma ve cemaati sahadayken diğerleri sorumluluktan kaçıyor mu hafiften? Yoksa şans mı verilmiyor. Yoksa... Yoksa... Evet. Bunu bize sadece Carvalhal gösterebilir.

He bir de, selamlar Sidnei Ağabey. O son 10 dakika neydi öyle? Aferin İsmail.

ps: Carvalhal'in taktik hataları ya da doğruları bir yana; adamlığı güzel gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder