13 Ekim 2012 Cumartesi

Basketbol Günlükleri 2 - Euroleague'de İlk Adım


Kötü ile başlayayım. 6100 seyirci ile Euroleague'in haftalık "En fazla seyirci" sıralamasında 6. olmuşuz. Kötü değil ama kabul edilebilir de değil. Geçen sezonki yarı final ve final serilerinde değil Abdi İpekçi'yi; Sinan Erdem'i nefes aldırmayan bir salona çeviren taraftar "sayısı" nerede? Sayı diyorum çünkü gelen herkes mükemmeldi. Yine de boş pota arkalarının bahanesi yok. Haftaiçi dediğin Cuma, saat dediğin 20.00, ulaşım zor dediğin Abdi İpekçi İstanbul'un hemen her yerinden en fazla 50-60 dk mesafede.

Fenerbahçe'yi yine anlıyorum mesela. Daha "doymuş" bir şube olabilirler. (sayıca bizden fazlaydılar ancak nitelik bakımından fark bizden yanaydı) Anadolu Efes'in zaten gerçek anlamda güçlü bir taraftar kitlesi yok. Beşiktaş'ın, daha taptaze 4 kupa kazanmış bir takımın, tarihindeki ilk Euroleague maçında yarısı boş kalmış tribünlere oynamasını ben aklımda mantığımda bir yere oturtamıyorum. Biri izah etse ne güzel olur.

Maçın adamı Patrick. Yakışır. Hem savunmada hem hücumda kritik işleri var. Geçen sezon Hawkins'in yaptıklarını yapıyor. Başta ondan bir gömlek daha küçük derdim ancak o fark her maç azalma yolunda. Performans artışı gelirse Hawkins ile ilgili tek derdim okul kaydını yaparken zorlandığı çocukları olur. Kıyamam ya. Step back jumper'ına dilendiğimi önceden de söyledim. Size göre tesadüftür, bize göre signature move :(

Geçtiğimiz sezondan en önemli fark takımdaki görev ve sorumluluk dağılımı derim. O zamanlar her maçı farklı 2 oyuncu ile kazanırdık. Bazen Pops + Zoran, bazen Arroyo + Hawkins vs. ekstra işler yapar; geri kalanlar figüranlığa kadar düşebilirdi. 3v3 streetball maçına dönüyordu oyun yer yer. Şu sıralar takımda en az 8-9 kişi birbirine yakın seviyelerde oynuyor. Sadece taktik değişiklikler için rotasyon yapılıyor. Pas arası ve Blok durumu güzel. Savunmada yardımlaşma güzel. En büyük eksiğimiz fast breaklerdeki uyumsuzluk sanırım. Bir de Partizan'a karşı ribaundlarda çok sıkıntı yaşadık. Diğer rakiplerde daha zorlu uzunlar olacak. O durumu merak ediyorum.

İlk Euroleague maçından galibiyetle ayrılmak güzel. Haftanın en az sayı yiyen 3 takımından biri olduk. Averajda da ikinci başladık. Haftaya Brose deplasmanında gelecek bir galibiyet büyük kapı açar. Ondan sonraki Barcelona deplasmanında sürpriz aranır. 2 Kasım kritik. İçeride rakip CSKA. O ana kadar atılacak her basket takımı güçlendirir, Tribünü de doldurur bir zahmet.

Yarın -Pazar- Türkiye Ligi de başlıyor. Rakip Türk Telekom. Cumhurbaşkanlığı Kupası, Türkiye Kupası Eleme grubu, Euroleague derken artık sezon tam olarak başladı diyebiliriz. Türk Telekom maçında malesef İpekçi'deyiz. Sevmediğimden değil "malesef". Hatta totemli yerimiz orada. İki tane kupa kaldırmışız hem. Bizim olmuş orası da bayağı. Ancak Akatlar'ı fazlasıyla özlediğimden kıl olmaya başladım. TBL'nin sitesinde üçüncü haftadaki Tofaş maçı Akatlar'da oynanacak yazıyor. İnşallah orada kavuşuruz bizim asıl salona. Salon girişinden bir kafayı uzatıp kimler var kimler yok bir kerede görürüz artık.


1 yorum:

  1. Arkadaşım merhaba;
    Sitem haberkartal.com'u takip edersen çok memnun olurum.. İyi çalışmalar - iyi haftalar
    görkem

    YanıtlaSil