24 Kasım 2012 Cumartesi

Basketbol Günlükleri 6 - Next Stage


- Deplasmandaki Rytas maçında yazmışım günlüğün son sayfayı. Sık yazmak bir yana, aynı şeyleri tekrar tekrar yazmak sıkıcı.

- Ligdeki Banvit mağlubiyeti, artık kulübün içine işlemiş bir durum. Yeniliyoruz adamlara. CSKA'ya, Barcelona'ya yenilmekten daha olağan bir durum benim için artık. Halbuki Patrick'in iyi bir performansıyla karşılaştığımız maçtı. Tutku ve Cevher'in sakatlanması sıkıntı oldu. Onun dışında diğer önemli sıkıntı, maç kayıplarını olağan görmeye başlamak. Euroleague güzel ama ligde bir süreklilik yakalamak da şart.

- Partizan maçıyla ilgili; Belgrad'da 10 yıl sonra ilk kez bir deplasman takımı taraftarı girmiş maça. Anılar için stalker blog'a göz atın. Eline Ayağına sağlık gidenlerin. Maçla ilgili bir şey demeye gerek yok. Her mağlubiyetin kilit noktası aynı şeyler. Okuması da yazması da sıkıcı.

- Brose Baskets maçının öyküsü güzel. Markota'ya bir sportmenlik dışı, bir de teknik faul verdiklerinde takım 10 sayı geriye düştü, ama sahaya 10 kat fazla katkı gelmeye başladı. Tribün, takım; herkes ayaklandı hakem sağ olsun. Savunma sertliği üst noktaya çekildi. Brose'nin tüm planları bozuldu. Savunma ritmi, hücum ritminin önünü açtı. Güzel galibiyet ve TOP 16 kapısından içeri dev bir adım.

- Markota, takımın en kilit rollerinden biri. Belki de kadronun sezon başından beri en istikrarlı oyuncusu. Dasic'den beklediğimiz katkı ondan geliyor sürekli. Patrick, her maç şu Bamberg maçının yarısı kadar oynasın yahu. Yarısı. Vallaha fazlasında gözüm yok. Ama Pazartesi günü Hacettepe maçını 2 sayı ile tamamlasa şaşırmam. Şu dengeyi kursa kısa sürede.


- Jerrells, sezon başında geldiğinde hepimiz "yahu bu bombanın üzerine mi kurulacak takım" gibisinden konuştuk. Şu zamana kadar gösterdiği performans "böyle bombaya can kurban" dedirtiyor. Index Rating ve sayı ortalamasında Euroleague'in en iyi oyuncularından (2 ve 4. sırada) olması bir yana, son birkaç maçında bambaşka bir Jerrells var. Örneğin dün akşam turu getiren maçta; ilk 3 çeyrekte 6 asist. Her zaman doğru adamları buldu. Son çeyrekte ise topu alıp fişi kendisi çekti. Mükemmel performans. Geçen sezonki birçok Arroyo performansından bile üstündü belki de. Bu anlayışı sezona yayarsa hem kendi kariyeri açısından hem de Beşiktaş'ın durumu açısından işler fena değişir.

- Gündemde bir 3 numara transferi var. Bu zamana kadar "uzun mu yoksa kısa mı lazım acaba" diye tartışırken şu anki görüntüde en önemli açığın bu olduğunu gözümüze soktu koç. Ekonomik şartlar elverdiği sürece tabii. Elimizi zora sokan en önemli şey Dasic'in sağlam sözleşmesinin feshedilmesinin kolay olmaması. 1-2 haftaya netleşir, bekleyelim.

- Top 16 hayırlı olsun. Grubu üçüncü bitirmek daha avantajlı bir durum sağlayacaktır. Kulüp tarihinin ilk Euroleague macerasında toplamda 24 maç yapmayı da garantiledik böylece. "Tecrübe" istediğimiz sezonda daha güzeli olamazdı herhalde. Ayrıca içeride 9 maç daha oynayacağız, o da taraftara ayrı bir hediye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder